Bilinen adıyla Kuzey Kore, resmi adıyla ise Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti. Benim tabirimle de dünyamızın gizemli arka bahçelerinden sadece biri..
Dostlar bir arkadaşımın ricası üzerine benimde uzun zamandır aklımda olan bu konu hakkında bir paylaşım yapmak istedim.
Kuzey Kore kuzeyinde Rusya ve Çin, güneyinde Kore Cumhuriyeti, doğusunda Japon Denizi ve batısında Sarı Deniz ile çevrilidir. Başkenti Pyongyang’dır. Kore İşçi Partisi tarafından yönetilen devletin resmi ideolojisi Marksist-Leninist ve Juche temellerine dayalı sosyalizmdir.
Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti adıyla 9 Eylül 1948 yılında kuruldu. İkinci Dünya Savaşının sona ermesinin ardından Kore Yarımadasının kuzeyi Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğinin güneyi ise Amerika Birleşik Devletlerinin denetimine girdi ve 38. Kuzey paralelinde ayrılan iki toprak parçasının birleşmesi konusunda anlaşma sağlanamadı. 1948 yılında Sovyetlerin denetiminde bölgede Sosyalist bir rejin kuruldu ancak durumda rahatsız olan dünyanın yaramaz çocuğu olaya parmak attı ve Güney Kore’ye askeri çıkartma yaptı. Bu bir savaş tehdidi olarak görüldü ve 1950 yılında Dünyanın görmüş olduğu en kanlı savaşlardan birisi olan Kore savaşı başlamış oldu. Kuzey Kore arkasına Sovyetleri ve Çini alırken Güney Kore de boş durmayıp arkasına Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere Birleşik Krallık ve Bazı NATO ülkelerini aldı. 1 milyon 300 bin kişini ölümüne sebet olan savaş 1953 yılında sona erdi. Savaş sonunda kim kazandı diye merak edenler silah tüccarları ve kredi kurumları dışında savaşın bir kazananı olmadı.
1994 yılında Kuzey Kore’nin ilk lideri olan Kim il-sung öldükten sonra ülkeyi oğlu Kim Jong-il yönetmeye başladı. 2011 yılında ülkenin 70 yaşındaki lideri Kim Jong-il de öldükten sonra Kore İşçi Partisi halka ölen liderin oğlu Kim Jong-un etrafında toplanma çağrısı yaptı. Vatandaşlarda bu çağrıya kayıtsız kalmadı ve ülke yönetimini Kim Jong-un’un ellerine teslim edilmiş oldu.
Buraya kadar tarihi bilgilere doyduk diye düşünüyorum. Ancak Kuzey Kore denildiğinde insanlar tarihi yerine aykırı lideri Kim Jong-un’u daha bir ilgi çekici bulur durumda. Aslında biraz araştırma yapıldığında adam ilgi çekilmeyecek gibi de değil doğrusu. Ülkede uygulamış olduğu turist yasakları vermiş olduğu kararlar ve şimdilerde dünyaya kafa tutuşuyla Kuzey Kore küçük bir ada devletinden bence dünyanın yeni güçlerinden biri olma yolunda yada yeni bir dünya felaketine neden olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.
Kuzey Kore hakkında bir kaç ilginç bilgi vermek isterim. Bunlardan ilki ülkede herhangi bir şekilde fotoğraf çekip dünya basınına göndermek yasak ve cezası da baya sağlam. Bir diğer aykırı ülke politikası ise ülkede kadın ve erkeklerin saç modellerini devlet belirlemiş durumda. Kadınların 18, erkeklerin 10 olmak üzere ülkede 28 farklı saç modeli var insanlar yalnızca bunlar arasından tercih yapabiliyor. Şahsi fikrim olarak bence güzel bir olay saçla kılla uğraşana kadar ilime çalışsın kafirler demiş :).
Başka bir ilginç bilgi ise Kim Jong-un amcasını idam ettirmiş ancak bu bildiğiniz idamlardan olmamış adamı 150 tane aç köpeğin arasına atarak canlı canlı parçalanarak öldürtmüş. Yoruma açık bir konu ancak pek bir şey söylemek istemiyorum..
İlginç bilgiler bitecek gibi değil ancak ilginç bilgiler içerisinden de bana ilginç olanları seçip yazmak zorunda kaldım. Ülkede marijuana yani esrar yasak değil öyle ki uyuşturucu olarak bile görülmüyor. Artık amcasını infaz şeklinin neyin kafası olduğunu anlamışsınızdır herhalde.
Ülkede kot pantolon giyinmek yasak ancak bu kot siyah renkte olursa marijuananın da etkisiyle ayırt edemediklerinden ses çıkarmıyorlarmış :).. Ülkede fakir insanların fotoğrafının çekilmesi yasak zaten dış basına servis edilemiyor bu fotoğraflar neden yasak pek bir anlam veremedim. Ülkede 15 yaşının üzerinde herkes okuma yazma biliyor ancak kimse eleştiri hakkını kullanmıyor galiba. Ülkede trafik lambası yok denecek kadar az bunun nedeni ülkede araç yok ki lamba olsun, var olan trafiğin idaresini de trafik polisleriyle hallediyorlar. Bu bilgiler böyle uzayıp gidiyor..
Biraz daha güncel konulara gelecek olursak, yazının şimdiye kadar olan bölümünde Kuzey Kore pek de cazip bir ülke gibi görünmese de bugünlerde öyle yada böyle adamlar ABD ye ve onun destekçilerine kafa tutar durumdalar. Bence asıl incelenmesi ve hakkında konuşulması gereken olayda bu. Hiç yoktan bir anda ülkenin birini nasıl olur da süper güç konumundaki devletlere kafa tutar. Onların yaptığı ancak bizim yada bizim gibi ülkelerin beceremediği olay nedir.
Dostlar ister beğenelim istersek de beğenmeyelim bu adamlar son bir kaç yıl içerisinde bir şeyleri yaptılar ve daha önemlisi yaptıkları şeyleri doğru yaptılar. Şimdi size bir örnek vermek istiyorum karşınızda 2 metre boyunda bir adam var ve siz ondan cebindeki tüm parayı size vermesini istiyorsunuz ancak adam size bir tokat atsa yarısı boşa gider tabi ki de adam size metelik vermez, aynı adamın karşısına elinizde bir tabancayla geçtiğinizi düşünün adam belki yine kendini savunmak isteyecektir ancak bu kez sizin elinizde bir caydırıcı güç var o 2 metrelik adam bir an bile olsa bir durup düşünür ve muhtemelen canı tatlı gelip parasını size verir. Kuzey Kore de nükleer silah denemeleriyle aslında tam olarak bunu yapıyor benim elimde bir güç var çok canımı sıkarsanız sizi öldürmesem de yaralarım demek istiyor ve bu tehdit bile süper güç denilen ülkelerin durup bir düşünmesine neden oluyor.
Şimdi ben biz neden bunları yapmıyoruz diyeceğim sözleşmeler var diyeceksiniz onu diyeceksiniz bunu diyeceksiniz. Peki adil olmak gerekirse aynanın karşısına geçtiğiniz de vicdanınız rahat bir şekilde ben yaptığım işin hakkını veriyorum diyebiliyor musunuz? Ne yaptığınızın hiç bir önemi yok ister öğrenci olun ister iş adamı ister bir terzi, her ne yaparsanız yapın bir ahçı olarak en güzel yemekleri ben yaparım, bir öğretmen olarak dünyanın en iyi öğreti bilgisine sahibim yada bir boyacı olarak en güzel boyayı ben yaparım diyebildiğimiz an bizler dünyada hükmü geçen devlet konumuna yükseleceğiz. Öğretmen olursun ilk hafta ders mi olur dersin, doktor olursun mesain 9 da başlar ancak sen 9.30 da gelirsin, boyacı olursun suyu biraz fazla katayım da kar edeyim dersin, müteahhit olursun bu demir fazla bir kaç kilo alsak bir şey olmaz dersin, dersin de dersin sonrada oturup çay ocaklarında bilgisayar başında ülke yıkar ülke kurarsın. Ömrün boyunca bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar kitap okursun ancak tv denilen o aptal kutusundan izlediğin programlarla kendini genel kültürü yüksek geçmiş ve gelecek hakkında bilgi sahibi bir insan olarak kabul edersin.
Dostlar kimse yanlış anlamasın bu eleştiriler başta kendime yapmış olduğum eleştirilerdir, ancak biz birileri höt deyince oturmak değilde onlar höt dediğinde biz heeeeyyytt diyerek onların dizlerini titretmek istiyorsak öncelikle işe kendimizden başlamalıyız. Ne zaman sorunları kabul etmeyi öğrenirsek o zaman ikinci adıma geçer bu sorunlar için çözüm aramaya başlarız..
Nereden nerelere geldik, Kuzey Kore de saçlar tek tipmiş, instagram yasakmış yok öyleymiş yok böyleymiş bırakalım bunları da asıl görmemiz gerekenleri görelim. Umarım sıkılmadan yazıyı buralara kadar okumuşsunuzdur. Henüz söylenecekler bitmedi şimdilik bir virgül koyalım,,, Allah’a emanet olun..